top of page

WEF 2025 Raporu Ekseninde: Değişim Çağında Kurumsal Mindfulnessın Katkıları

  • Senem Devamoglu
  • 17 Haz
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 18 Haz

Dünya Ekonomik Forumu’nun 2025 İşlerin Geleceği Raporu, iş gücü piyasasında önümüzdeki yıllarda yaşanacak köklü değişimleri gözler önüne seriyor. Bu raporun özetine ya da bazı başlıklarına daha önce rastlamış olabilirsiniz.


Bu yazıda ise önce raporun ortaya koyduğu küresel bulgulara göz atacağız. Ardından, bu değişimlerin ışığında, kurumsal mindfulness programlarının çalışanlara ve kurumlara nasıl katkı sağlayabileceğini değerlendireceğiz.


2025 WEF İşlerin Geleceği Raporu Bize Neler Söylüyor?


Bu kapsamlı rapor, küresel işgücü piyasasını şekillendiren birbirine bağlı eğilimleri derinlemesine analiz ediyor. Rapora göre; teknolojik değişimin, jeoekonomik parçalanmanın, ekonomik belirsizliklerin, demografik değişimlerin ve yeşil dönüşümün, 2030 yılına kadar küresel iş gücü piyasasında köklü değişimlere yol açması öngörülüyor. Bu makro trendlerin yalnızca işleri değil, aynı zamanda iş dünyasında ihtiyaç duyulan becerileri de yeniden tanımlaması bekleniyor.


Yapay zekâ ve büyük veri, analitik düşünme, yaratıcı düşünme, dayanıklılık, esneklik ve çeviklik ile teknolojik okuryazarlık gibi beceriler, günümüzde kritik olarak görülmekle birlikte, önümüzdeki yıllarda daha da önem kazanacağı öngörülen yetkinlikler arasında yer alıyor.


Buna ek olarak, liderlik ve sosyal etki, merak ve yaşam boyu öğrenme, sistem düşüncesi, yetenek yönetimi ile motivasyon ve öz farkındalık gibi becerilerin önemi artıyor. Bu eğilimler, hızlı teknolojik ilerlemeler çağında insan odaklı becerilerin hâlâ merkezi bir rol oynadığını gösteriyor.


📊 WEF 2025 Raporu, önümüzdeki 5 yıl içerisinde mevcut işlerin %22'sinden fazlasının değişmesi bekleniyor.  


📉 2025-2030 döneminde çalışanların mevcut beceri setlerinin ortalama olarak beşte ikisinin (%39) dönüşmesi veya geçerliliğini yitirmesi öngörülüyor.


📌 Türkiye için ise bu oran daha da yüksek: çalışanların %44’ü ciddi bir beceri dönüşümüyle karşı karşıya kalacak.


İş Dönüşümü: Ne Gerekiyor?


Rapor; organizasyonların bu makro eğilimler karşısında iş yapış biçimlerini, iş gücünü ve stratejilerini çok boyutlu şekilde yeniden yapılandırmaları gerektiğini ortaya koyuyor.


Bu dönüşüm sürecinde, 2025-2030 dönemi için öne çıkan en yaygın strateji; mevcut çalışanların becerilerini geliştirmek (upskilling) olarak belirtiliyor (%85).


Dikkat çeken bir diğer bulgu ise, yetenek çekiminde en etkili uygulamanın çalışanların sağlık ve esenliğini (wellbeing) desteklemek olduğudur. İş verenlerin %64’ü bu yaklaşımı en etkili yöntem olarak değerlendiriyor.


Bu da bize, insan odaklı politikaların artık yalnızca yan fayda değil, doğrudan yetenek kazanımında belirleyici bir unsur haline geldiğini gösteriyor.


kurumsal mindfulness

Kurumsal Mindfulnessın Bu Dönüşüme Katkıları


Bu dönüşüm stratejileri, sürdürülebilir bir kurumsal dönüşüm ve değişim yönetimi yaklaşımını da zorunlu kılıyor.Günümüz iş dünyası belirsizlik ve değişimlerle dolu. Özellikle yapay zekânın hızla gelişmesiyle birlikte, birçok çalışan ve yönetici daha önce karşılaşmadığı yoğunlukta bir dönüşümle baş başa kalıyor. Bu da WEF raporunda da vurgulandığı üzere, çok katmanlı bir iş dönüşümünü zorunlu kılıyor.


Geçtiğimiz günlerde izlediğim Gartner`ın `CHRO'lar Çalışanların Sürekli Değişime Ayak Uydurmasına Nasıl Yardımcı Olabilir?` başlıklı webinarda bahsedildiği üzere,


📌, 2024’te ortalama bir çalışan, sekiz yıl öncesine kıyasla 5 kat daha fazla organizasyonel değişim yaşıyor.


Bu da, günümüz çalışanlarının yalnızca büyük değil, aynı zamanda sürekli değişime maruz kaldığını gösteriyor. 2025 WEF raporuna göre de kalmaya devam edecek.

Ancak Gartner`ın bir başka araştırmasında ise dikkat çekici başka bir veri daha var:


📌 Değişime destek veren çalışan oranı  2016 yılından günümüze %74’ten %44’e gerilemiş durumda.


WEF raporuna göre de organizasyonel değişimin önündeki en büyük ikinci engel kurum kültürü ve değişime direnç.


Açıkça görülüyor ki çalışanlar `değişim yorgunluğu` yaşıyorlar.  Bu, yalnızca direnç ve motivasyon kaybı değil; aynı zamanda işten uzaklaşma ve sorumluluklardan geri çekilme riskini de beraberinde getiriyor. Bu nedenle kurumsal dönüşüm yönetimi yalnızca beceri odaklı teknik eğitimlerle sınırlı kalmamalı; aynı zamanda çalışanların zihinsel ve duygusal dayanıklılıklarını da desteklemelidir.


İş Yerinde Mindfulness Eğitimleri ile Desteklenen Beceriler


İşte kurumsal mindfulness programları tam da bu noktada devreye girer. Bu programlar, çalışanların değişim dönemlerinde denge, odak ve dayanıklılıklarını korumalarına yardımcı olur.

Devam eden değişim süreçleri çalışanlar üzerinde baskı yaratabilir, stres ve kaygıya yol açabilir. Özellikle AI gibi yeni ve karmaşık becerilerin iş hayatına entegrasyonu, çalışanlarda işini kaybetme korkusu gibi çeşitli duyguları tetikleyebilir.


Kurumsal mindfulness programları; öz-farkındalık, dikkat yönetimi ve kabul gibi mindfulness temelli zihinsel beceriler ile çalışanların değişimi daha geniş bir çerçevede değerlendirmelerini destekler ve tepki yerine bilinçli yanıtlar verebilmelerine olanak sağlar.


Aynı zamanda kurumsal mindfulness programları, dönüşüm süreçlerinin başarısı için temel koşullardan biri olan pozitif kurum kültürünün gelişimine de katkı sunar. Kurum içindeki iletişim kalitesinin ve empatinin artmasını destekler.


Böylece bu kaçınılmaz değişim süreçlerinde, çalışanlar zihinsel ve duygusal kaynaklarının desteklendiği kurumsal mindful programları ile kendilerini değişim sürecinin dışında değil, sürecin bir parçası olarak hissedebilirler.


Bununla birlikte, WEF raporuna geri dönersek, raporda bu kapsamlı iş dönüşümünün önündeki en büyük engelin beceri açığı olarak tanımlandığı görülüyor.

Raporda önümüzdeki 5 yılda,


  • yaratıcı düşünme,

  • dayanıklılık, esneklik ve çeviklik, ,

  • liderlik ve sosyal etki,

  • merak ve yaşam boyu öğrenme,

  • motivasyon ve öz farkındalık,

  • empati ve aktif dinleme,


önemini koruyacak ve artıracak insan odaklı beceriler olarak sayılıyor.


Bu da çalışanların bu becerilerle donatılmasının, yalnızca bireysel gelişim değil, aynı zamanda organizasyonların geleceğe uyum sağlayabilmesi için de kritik bir zorunluluk olduğunu ortaya koyuyor.


Çalışanlara ve yöneticilere bu becerilerin kazandırılması ya da geliştirilmesi önümüzdeki 5 yıl için kritik bir ihtiyaç olarak öne çıkıyor. Nitekim raporda, işverenlerin en sık başvurduğu stratejiler arasında beceri güncellemeye yönelik eğitim programları yer alıyor.


Burada kurumsal mindfulness programları tekrar devreye giriyor. WEF 2025 İşlerin Geleceği Raporu’nda öne çıkan yaratıcı düşünme, dayanıklılık, öz farkındalık, empati, aktif dinleme ve merak gibi insan merkezli beceriler, kurumsal mindfulness eğitimlerinin doğrudan çalışma alanıdır. Öz farkındalık, kurumsal mindfulness programların temel taşıdır; dikkat yönetimi, duygu farkındalığı ve bilinçli cevap verme gibi zihinsel beceriler bu temelin etrafında yapılandırılır.


Bilimsel araştırmalar, kurumsal mindfulness programlarının çalışanların stresle başa çıkma yetilerini güçlendirdiğini, duygusal dayanıklılığı artırdığını ve takım içi iş birliği ile iletişimi olumlu yönde etkilediğini desteklemektedir.


Bu programlar, söz konusu becerilerin yalnızca teorik olarak öğretilmesini değil, aynı zamanda günlük ve iş yaşamına entegre edilmesini de hedefler.


Mindfulness’ın kurumsal bağlamda kanıtlanmış etkilerine dair bilimsel yayın ve raporları incelemek için web sayfamdaki Araştırma ve Raporlar bölümününe göz atabilirsiniz.


Değişimle Mindful Bir İlişki Kurmak: İş Yerinde Sürdürülebilir Bir Dönüşüm


Değişim ve belirsiklikler artık kurumsal hayatın kaçınılmaz bir parçası. Yeni normalin ta kendisi. Bu gerçeği değiştiremeyiz; ancak sürekli değişimle kurduğumuz ilişkiyi yeniden şekillendirebiliriz. İş dünyasını daha insani, daha farkındalıklı ve sürdürülebilir bir yönde dönüştürmek elimizde. Jon Kabat-Zinn’in o çok sevdiğim sözünde dediği gibi: “Dalgaları durduramazsınız ama sörf yapmayı öğrenebilirsiniz.”


İşte kurumsal mindfulness programlarımız da tam bu noktada, bu dönüşüm sürecinde kurumları ve çalışanları desteklemek üzere tasarlandı.


Oxford Üniversitesi Mindfulness Merkezi ve Oxford Mindfulness Vakfı tarafından geliştirilen bilimsel temelli müfredatlara dayanan, modüler yapılı programlarımız, her kurumun özgün ihtiyaçlarına ve hedeflerine göre uyarlanabiliyor.


Amacımız, bireysel farkındalığı ve çalışan esenliğini desteklerken, kurum kültürünüze entegre edilebilen, bilimsel dayanakları güçlü ve sürdürülebilir bir dönüşüm süreci sunmak.

Her kurumun dinamikleri ve ihtiyaçları farklıdır. Sizi ve ekibinizi daha yakından tanımak, iş yerinizde mindfulnessın yaratabileceği etkileri birlikte değerlendirmek için ücretsiz bir ön görüşme planlayabiliriz.


Hemen info@corpmindfulhub.com adresine e-posta göndererek kısa bir tanışma toplantısı talep edebilirsiniz.


📩 Yeni yazılarımı kaçırmamak için bloguma ücretsiz abone olabilirsiniz.



Comments


bottom of page